|
|
WordReference tam bu tümceyi çeviremiyor ancak her bir kelimeye tıklayarak anlamını görebilirsiniz.
Aradığınız tam cümleyi bulamadık. "speed" için olan girdi aşağıda gösterilmektedir. Ayrıca bakınız: light
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025: | Temel Çeviriler |
| speed n | (velocity) | hız, sürat i. |
| | The racecar moved at great speed. |
| | Yarış arabası büyük bir hızla hareket ediyordu. |
| speed n | (measurement) | hız, sürat, çabukluk i. |
| | What speed are we going? |
| | Hızımız ne? |
| speed⇒ vi | (go fast) | hızlı gitmek, hızla gitmek, süratle gitmek geçişsiz f. |
| | | koşmak, acele etmek f. |
| | The dog sped down the hill. |
| | Adam tepeden aşağı hızla gitti. |
| | Köpek tepeden aşağı koşuyordu. |
| speed vi | (exceed speed limit) | hız sınırını aşmak, hız sınırının üzerinde gitmek, hız yapmak f. |
| | Don't speed, or the police will take away your license. |
| | Hız sınırını aşma (or: hız yapma), yoksa polis ehliyetini elinden alır. |
| Ek Çeviriler |
| speed n | (gear) | vitesli s. |
| | I have a ten-speed bicycle. |
| speed n | slang (drug) | amfetamin i. |
| | Speed is an addictive stimulant. |
| speed vi | (drive rapidly) | hız yapmak, sürat yapmak geçişsiz f. |
| | You may speed on the straight road, but slow down coming into the turns. |
| speed vi | (hurry) | acele etmek geçişsiz f. |
| | (işi, vb.) | aceleye getirmek geçişli f. |
| | She waits until the last minute, and then speeds through her work. |
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025: Deyimsel fiiller
|
| speed [sth] up vtr phrasal sep | informal (cause to move more quickly) | hızlandırmak, süratlendirmek, hız vermek f. |
| | | çabuklaştırmak f. |
| | Could you please speed it up a bit? There are people waiting behind you. |
| speed up vi phrasal | (go faster) | hızlanmak, süratlenmek f. |
| | | çabuk olmak f. |
| | Speed up, or we'll never get to the church on time. |
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:
|
|